1) Isyerinde gereksiz Ingilizce kullanimi: bu tiplere cok kil olurum. hadi cok teknik terimleri ve literaturdeki isimlerinin tam Turkce karsiligi olmayan terimlerin kullanimini saygiyla karsilarim, ancaaak, Turkce'si cok yaygin oldugu halde inatla laf aralarina Ingilizce sokusturulmasindan nefret ederim. Sahsen ozellikle is yasaminda elimden geldigince Turkce kullanmaya gayret ederim. Ornegin:
- FYI: bilgine
- ASAP: acilen lutfen
- PLS: lutfen tabiki de, pls ne kardesim? pelesenk mi? :0)
- LOL: bunu yazana bi yuru git demek isterim her zaman, hahahha bence daha samimi
- TBD: genellikle toplanti yapilacak mekan /oda belli olmadigi durumlarda kullanilan bu kisaltmanin yerine her zaman DSB (daha sonra belirtilecek) kullanirim
3) Facebook'ta Ingilizce durum paylasimlari: en cok da bunlara gulerim :0) sanki cok fazla yabanci arkadasi varmiscasina Ingilizce durum bildiren bu grup, en cok yazim hatasi yapan kesimdir. ozellikle 'on the way TO home' ekolu beni yer bitirir. home'dan once to gelmedigini hatirlatmak isterim.
Gelelim ozelestiri kismina :0)
Amerika'ya geldigimden beri konu basliklarimi Ingilizce yaziyorum, ewet, maksat cinslik olsun veee google'da arama yapanlar denk gelip tiklasinlar istedigim icin.
Bir de, bence, sosyal ortamlarda yabanci arkadaslariniz fazlaysa ve onlarla daha yogun muhabbet icerisideyseniz, ozellikle de onlari listenize yeni eklemisseniz, muhabbeti ve samimiyeti artirmak adina Ingilizce paylasimlari hos karsilarim. Benim de son zamanlarda Facebook'taki Ingilizce paylasimlarimin temel nedeni budur.
Haa, tabi Turkce'ye tam hakim olamadigimi da biliyorum, cunku benim anadilim Izmirce. Istanbul Turkce'sini ogrenmek icin gercekten cok caba sarfettim ama sanirim buradayken ogrendigim her seyi unutacagim :0)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder