9 Şubat 2010 Salı

s.ı.k.ı.l.ı.y.o.r.u.m......

Başlıktan da anlaşılabileceği gibi sıkılıyorum....

Enerjimi harcayabileceğim, kafamı çalıştırabileceğim, en güzeli kendimi aşabileceğim bir şeyler yapmak istiyorum. Endüttürü mühendisi olarak ne iş olsa yapabilirim, ama ne yapmak istediğimi bilmiyorum.

Ne yapmamak istediğimi biliyorum gerçi, bu da önemli bir nokta. Mesela sadece masabaşı, SAP kölesi olacağım bir iş istemiyorum (bkz. dış tedarik mühendisliği). Ya da gece gündüz üretimi takip edeceğim, onun sıkıntısını yaşayacağım bir iş de istemiyorum (bkz. dış tedarik müh & proje müh)

Öyle bir iş olsun ki, istediğim zaman evden çalışayım, gerektiğinde yurtdışı seyahatlerde bulunayım, çok kişiyle tanışayım, beraber çalışayım, kaliteli ve sahiplenebileceğim işler ortaya koyayım.

Mesela yazarlık... İlk hikaye kitabımı ilkokulda yazmıştım: "Diksın Ailesi". 4 çocuklu bir ailenin serüvenlerini anlatan bir kitaptı. Keşke yazdığım defteri saklasaydım. Çok kötü bir huyum vardır anı değeri olan her şeyi çöp diye atmak gibi. Hatıra defterleri, günlükler, ders içi yazışmalar, faaliyetler... Hepsi odamda yer bulamadıkları için çöpe gitmişlerdir maalesef. Çoğu kez hayatımı yazmak isteği beliriyor içimde, ama onu da savuşturuyorum. Biliyorumki kağıda döktüğümde hafızamdan silinecek ve de sonra o kağıtlar çöpe gidecek. Geriye sadece başlıklar kalacak.
Bunun olmasını istemediğm için şu ana kadar bu konuda hiçbir şey yazmadım. Ne zamanki kalıcı olacağını bileceğim, o zaman bunları dökerim.

Yazarlık derken tabi kitap yazarı olayım demiyorum. O zaten kendiliğinden gelir. Köşeyazarlığını yapabilirim bence mesela. İlgimi çeken bir konuyu araştırıp üzerine yaptığım müstesna yorumları ekleyebilirim. Zira her konuda bir fikrim vardır. Gülse Birsel'in kitabı bu açıdan hoşuma gitmişti. "Ben de yaparım ki, ne var bunlarda?" diyerek okumuştum. Skeç yazmışlığım da var eskiden. Belki körelmiş yeteneği geri canlandırabilirim, bilemiyorum.

Röportaj da yapabilirim belki, Ayşe Arman tadında. Kendisini son zamanlarda sıklıkla okumaya başladım. Sosyal sorumluluk konularına ağırlık vermesini çok takdir ediyorum. Değindiği konular, sorduğu cesur sorular ilgimi çekiyor. Kendine has bir çizgisi var, benzeri Türkiye'de yok. Onun kadar sivri olmasam da, o tadda bir şeyler da yapmak isteyebilirim.

Bununla birlikte, hatta yazarlık 2. planda olacak şekilde yönetim danışmanlığı yapma isteğim de var. Bu konuda edinebildiğim kadar çok bilgi edinmeye, kendimi doldurmaya çalışıyorum. Okuyorum, araştırıyorum, ama bu noktada kimseyle düşünce paylaşımı yapamıyorum. "Tamam buduré Ben artık bu yoldan gideceğim" diyemiyorum henüz.

Nereden başlamalayım, kimlere danışmalıyım, bilmiyorum. Tek bildiğim eğer gerçek isteğim buysa bir gün beni bulacağıdır. Tabi o zamana kadar mevcut işe aynı performansta (!) devam etmem gerekiyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder