5 Nisan 2010 Pazartesi

işyeri halleri


Sabah ofisin tuvaletinde spor ayakkabılarımı çıkarıp topuklularımı giyerken aklıma bu konuyla ilgili blog yazmak geldi. Mevcut durumdan şikayet etmek yerine, bu sefer hayalimdeki çalışma ortamını betimlemeye calışacağım.

-Kendi işimin patronu olmasam bile, yanında çalıştığım kişinin hayatla ve kurumuyla ilgili geniş ve güçlü bir vizyonu olması gerekiyor. Buna bağlı olarak kendine misyon edindiği çeşitli aktivitelerinin olması gerekiyor. Bunlar olmadan zaten ne kendine hayrı olur, ne de beraber çalıştıklarına. Yönetici karizması denen somut bir özellik var ve maalesef o mertebeye ulaşan herkes buna sahip değil. (ileriki günlerde bu konuya daha detaylı değineceğim için şimdilik yönetici tasviri kısmını burada bitiriyorum.)

-Özel hayat - iş hayatı dengesini koruyabileceğm bir çalışma temposu olmalı. Toplantı olur, yetiştirilmesi gerekenler olur, sabahlarım gerektiği yerde. Ama onun dışında mesai saati bitmesi gerektiği zaman bitmelidir. Hatta en güzeli, eski işyerimde yaptığım gibi esnek çalışma durumudur. İstismar edilmeye müsait bu hak, kendini bilenlere tanınması durumunda performansı artırıcı etki yapar. Tecrübeyle test edilmiştir.

-Kılık kıyafet önemli bir diğer konu. Her gün sıkıcı takımlar giymeye gerek yok, aşırı rahat giyinmeye de. Ama tabir-i caizse "smart casual"ı desteklerim. Benim anlayışıma göre bu tarza kot-converse de dahildir. Önceki madde gibi bu yaklaşımın da performans artırıcı etkisi vardır.

-Çalışma ortamı da yine rahat, muhabbet etmeye açık ve dinamik olmalıdır. Bütün gün masada oturulmamalı, gerektiğinde toplantı, görüşmeler vb dış ortamlarda yapılabilmelidir. İsteyenler özel görüşmelerini masalarında yapabilmeli ve içlerinden geldiği gibi kahkaha atabilmelidir!

-Öğle saatlerinde yemekler kesinlikle dışarda yenmelidir. Ofis içine yemek söyleme alışkanlık haline getirilmemelidir. Yine bu kapsamda, ofiste hazır kahve makinası olmamalı, onun yerine temiz bir buzdolabı ve eski usül makinalar bulundurulmalıdır. Ayrıca ofis içi atıştırma, çalışanların hamaratlıklarını ve bonkörlüklerini destekler nitelikte olmalıdır. Bir gün birisi meyve getirir, ertesi gün birisi kek yapar, vs vs.

-Ofisin ulaşımı rahat, ancak aynı oranda da merkezi olmalıdır. Plazalardan kesinlikle uzak durulmalı, mümkün mertebe, alçak binalar tercih edilmelidir. Söz konusu çalışma mekanının "villa tipi" olması durumunda ise tadından yenmez!

Şimdilik düşündüklerim bu kadar. Olur da başka şeylere özenirsem onları da buraya eklerim.
Hadi şimdi gerçek hayata dönelim!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder