12 Kasım 2012 Pazartesi

Skyfall

Su anda okulda oldugum icin maalesef Ingilizce kilavyede yazmak durumundayim ve Turkce'ye nasil cevirecegimi bile bilmiyorum :0)
Neyseki bu durum blog yazmaya engel degil. Karakterler duzgun olmasa da yazacaklarimin anlasilabilecegini dusunuyorum.
Cuma aksami cumbur cemaat Skyfall'u izlemeye gittik. Turkiye'dekindan farkli olarak burada sinema bileti alinirken koltuk numarasi verilmiyor. Salona ilk gelen kaptigi yere oturuyor. Bu yuzden sinema saatinden daha once hazir ve nazir kapida olmaniz gerekiyor.
Yine bizdeki antrakt (ara) uygulamasi burada mevcut degil. Es kaza cisin gelirse, ki sinemaya girerken damacana ile aldigin kola ile bu cok normal bir durum, filmin herhangi bir aninda insanlara pardon pardon diyerek tuvalete gidebiliyorsun. Giris cikis film boyunca serbest.
Gelelim film yorumuna; Benim icin tam bir hayalkirikligi oldu. James Bond hayraniydim da beklentim cok buyuk muydu? Hayir ama bu kadar kotu bir film beklemiyordum. Nedenlerini kisaca aciklayayim:
  • Macau, Shanghai, Londra cennetten koseler gibi gosterilirken Istanbul'un tam anlamiyla koy yeri gibi gosterilmis olmasi hic hosuma gitmedi.
  • Yalnizca Sultanahmet'in catisindaki motor sahnesini gostermek icin bosuna Istanbul'a gelip trafigi berbat etmelerinin hicbir anlami yokmus.
  • Kovalamaca sahneleri bir hayli yavan kalmis.
  • Turkiye'de olmayan bir tren yolu uzerinden James Bond'un duserek kayiplara karismasi da ayni derecede yavandi. Ayni konsepti bu yilin basinda Sherlock Holmes 2'de gormustuk. Ingilizler bu derecede tekrara basladiysa sinema endustrisi sona geldi demektir.
  • James Bond'un yukarida bahsettigim dususten nasil kurtulduguna dair hicbir bilgi verilmiyor. Istanbul'dan suya dusup, goruntulerden gordugumuz kadariyla Bodrum, hadi daha yakin olsun Ayvalik civarinda karaya cikmis gibi duruyor :0)
  • Turkiye sahil kenarinda yasandigina sahit oldugumuz 'akrep ile icki yarisi' dunyanin en sacma sahnelerinden bir digeriydi. Madem Turkiye'desin, usulune uygun olarak 'raki fondip' yarisi falan yaptirsaydiniz bari.
  • Silva rolunde izledigimiz Javier Barden gercekten cok basariliydi. Ozellikle gayvari davranislari cok iyi oynamis, kendisini tebrik ediyoruz. Ancak gulumseyen surati, sari saclari, deli davranislari ve agiz bolgesindeki sakatligiyla Joker'e cok benzemisti. Keske biraz daha orjinal bir karakter cikarabilselermis.
  • Yine Silva'nin hackerlik yetenekleri sayesinde hapisten kacmasi da bana mini dizi Sherlock'taki Moriarty'nin muzeye girip kendini tutuklattirma ve sonrasinda gelisen olaylari animsatti.
  • Yine Silva'nin metro tunelini patlatarak James Bond'un uzerine metro dusurmesi bence kurgu olarak yanlisti. Nereden biliyordu James Bond'un pesinden gelecegini ve o noktada duracagini? James Bond ates etmeyip arkasindan sessiz sessiz gelseydi bosuna mi dosenmis olacakti o patlayicilar?
  • Sonunda tonton teyzenin olmesi 'eh be kardesim madem olecektin niye bizi bu kadar ugrastirdin?' dememize neden oldu.
  • Son olarak da nano teknoloji kullanilarak dikilmis oldugunu dusundugum James Bond'un slim fit takim elbisesinin terzisini tebrik etmek isterim. Arkadasim o elbise hic mi yirtilmaz, hic mi dikisi sokulmez, ya da utusu bozulmaz? Birkac tane ben de esim icin yaptirmak istiyorum mumkunse.
  • Son +1 olarak da James Bond'un kilo aldigini ama kendine yediremedigi icin hala eski takimlarinin icine girmeye calistigini belirtmek isterim. Yoksa tayt uzerine blazer seklinde bir takim elbise uygulamasi dunyada gorulmus degil.
Butun bu yorumlarima ragmen yine de izlemesi keyifli bir film. Bence gidip bir de kendi gozlerinizle gorun.

1 yorum:

  1. 1. Hiç beklemediğim, şaşırtıcı, detaylar içeren, güzel bir yorum olmuş.
    2. yuuuoooooaaahhhh demek istiyorum, bir 007 filmine git ve beklentilerin olsun. Gittin akıcı, aksiyon dolu, hareketli bir film izledin - bitti. Artık kendine gel, bu yorumları sonraki Avatar için bekliyoruz senden :)
    3. Gurbet sana yaramış, yazılarını takip etmeye devam.

    YanıtlaSil